22 Mart 2023 Çarşamba
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Rusya’yı ziyaretinde, iki ülke liderleri Ukrayna krizinde çatışmaların durdurulması ve sorunun diyalog yoluyla çözülmesi için çağrı yaptı.
Çin lideri Şi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin’in dünkü görüşmelerinin ardından, iki ülke arasında stratejik işbirliği konusunda ortak bildiri yayımlandı.
“Yeni Dönemde Kapsamlı Stratejik İşbirliği Koordinasyonunun Derinleştirilmesi ve Ukrayna Krizinin Diyalog Yoluyla Çözülmesi” başlıklı bildiride, taraflar, sorunun çözümü için en iyi yolun diyalog olduğunu vurgulayarak, gerginliği artıracak, çatışmayı uzatarak krizin kontrolden çıkmasına yol açacak adımlardan kaçınılması gerektiği belirtildi.
Liderler, ortak bildiride, ABD ve Batılı ülkelerin krizdeki tavrını üstü kapalı eleştirerek, “Taraflar, herhangi bir ülke veya ülkeler grubunun, başka ülkelerin meşru güvenlik çıkarlarına zarar vererek askeri, siyasi ve diğer alanlarda avantaj elde etmesine karşıdır.” ifadesine yer verildi.
Rus tarafının barış görüşmelerine en kısa zamanda dönülmesi taahhüdüne bağlılığını vurguladığı, Çin’in Ukrayna krizinin siyasi ve diplomatik çözümü için yapıcı rol oynamaya yönelik iradesini ve bu konudaki önerilerini takdirle karşıladığının belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Taraflar, Ukrayna krizinin çözümü için tüm ülkelerin meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi, bloklar arası cepheleşmeden ve ateşe körükle gitme yaklaşımından kaçınılmasının önemini vurgulamıştır. Taraflar, gerginliği artıracak, çatışmanın uzayarak kötüye gitmesine ve dahi kontrolden çıkmasına yol açacak adımlara karşıdır. Taraflar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin onay vermediği her tür tek taraflı yaptırıma karşıdır.”
Şi ve Putin, bildiride uluslararası topluma barışa yönelik yapıcı çabalara destek olma çağrısında bulundu.
Putin: Batı ile Kiev barışa hazır değil
Öte yandan Rus lider Vladimir Putin’in, bildirinin imzalanmasının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında barış görüşmelerin devamını konusunda daha kesin bir tutumu dile getirdi.
Çin’in ortaya koyduğu barış planı hükümlerinin birçoğunun, Rusya’nın yaklaşımlarıyla uyumlu olduğunu ifade eden Putin, “(Önerilerin) Batı ile Kiev hazır olduğunda barışçıl bir çözüm için baz alınabileceğini düşünüyoruz. Ancak şimdiye kadar onların buna hazır olduğunu göremiyoruz.” dedi.
ABD: Şi ile Putin’in görüşmesi umut vermedi
Görüşmeye ilişkin ABD’den yapılan açıklamada ise liderlerin Ukrayna konusundaki önerilerinin savaşın yakın zamanda biteceğine dair büyük umutlar vermediği ifade edildi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, tarafların, BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uyulması gerektiğini savunduğunu, bunun Rusya’nın bir başka BM üyesi olan Ukrayna topraklarından çekilmesi gerektiği anlamına geldiğini vurgulayarak, “Çin, yapıcı bir rol oynamak istiyorsa, Rusya’ya Ukrayna’dan çekilmesi konusunda baskı yapması gerekir.” dedi.
Çin’in tutumu
Çin ile ABD arasında jeostratejik rekabetin ve bölgesel gerilimlerin arttığı bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, Pekin yönetimini, “ortak düşman” algısıyla benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Moskova’ya yakın bir tutum izlemeye yöneltmişti.
Pekin yönetimi, çatışmaların başlamasının ardından “savaş” ve “işgal” sözcüklerini kullanmaktan kaçınırken BM Genel Kurulundaki oylamada çekimser kalarak Moskova’yı kınamayan az sayıda ülke arasında yer almıştı.
Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat’ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik “tutum belgesi” açıklamıştı. Belgede ülkelerin egemenliklerine saygı gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, tek taraflı yaptırımlara son verilmesi ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Ateşkes önerisi, ABD ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra öneriyi fiili durumun kabulünün dayatılması olarak algılayan Ukrayna tarafından da kabul görmemişti. Kiev yönetimi, bu koşullardaki bir barışın, “savaşın dondurulması” anlamına geleceğini dile getirmişti.
Rusya da Çin’in görüşüne önem verdiğini ancak mevcut koşullarda Ukrayna meselesinin çözümünde barış yoluna geçişin sağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını bildirmişti.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, “Yüzde 30 oy alacağım. İkinci tura ben kalacağım. Kemal Kılıçdaroğlu ile kalma ihtimalimiz var.” dedi.
İnce, Habertürk’teki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Altılı Masa’yı eleştiren İnce, “Hayal görmeyin diyorum. 1,5 yılda adayı zor belirlediler. Masa devrildi, kalktı. Buradan nasıl bir umut çıkar, birisi anlatsın bana. Masayı yönetemediler, Türkiye’yi nasıl yönetecekler?” ifadelerini kullandı.
CHP, İYİ Parti ve Memleket Partisi’nin ittifak yapmasını önerdiğini dile getiren İnce, Türkiye’nin iktidar sorunu olduğu kadar muhalefet sorunu olduğunu da söyledi. “Muhalefet yüzde 60 ile kazanacakmış, ben çıkıntı oluyormuşum” diyen İnce, şöyle konuştu:
“CHP’li Faik Öztrak, Ekmeleddin İhsanoğlu aday olduğu zaman ‘Yüzde 60’la kazanıyoruz.’ demişti. Aynı kişi şimdi aynı lafları ediyor. Babacan’ı Yüce Divan’a göndereceksin, vazgeçmişsin cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaksın. Millet İttifakı bir çıkar ittifakıdır. Masayı yönetemediler, Türkiye’yi nasıl yönetecekler? Olmayacak duaya amin demek istemiyorum. Ortada olmayacak bir dua görüyorum, siyasette algı yöntemiyle, siyasi mühendislikle bu işler yürümez. Kılıçdaroğlu 13 kere kaybetti, ben bir kere kaybettim. Bir kere penaltı kaçırdım. (Adam kazandı.) O mesajı ben attım, pişman mısın, pişmanım. CHP görevini yapmamış. Benim hatam partime güvenmekti. Beni o akşam hançerlediler.”
“CHP kendi evlatlarını yemekte çok mahir”
İnce, siyasetin uzlaşma işi olduğuna işaret ederek CHP’ye zeytin dalı uzatmak istediğini ancak Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşemediğini dile getirdi. Kendisinin AK Parti’lilerden çok oy aldığını ama Kılıçdaroğlu’nun alamadığını söyleyen İnce, “AK Parti’ye gerek yok, CHP kendi evlatlarını yemekte çok mahir zaten. Dünya siyasi tarihinde kendi evlatlarını yemekte bu kadar mahir ikinci bir siyasi oluşum yoktur. Sayın Akşener masada ‘Kazanacak aday istiyorum.’ dedi, masadan kalktı. Aynı mahfiller Meral Akşener’e neler söylemediler. CHP Genel Merkezi’ndeki trollerin gazabına uğradı.” dedi.
Kendi cumhurbaşkanlığı adaylığı için partisinde sandık kurduğunu, 105 bin kişinin güvenip oy kullandığını hatırlatan İnce, “Ben bunların kararı olmadan ne çekilirim ne bir şey yaparım. Masada İYİ Parti’yi ayrı tutuyorum. Geri kalan 4’ünün toplamının 4 katı oyum var. Öneriyorum, 1 yıldır bağırıyorum. ‘Altılı Masa cumhurbaşkanlığı seçimini ayrı yapsın, sandık güvenliği için bütün muhalefet partileri bir araya gelelim, sandıkları koruyalım.’ diyorum. 200 bin sandığı birlikte koruyalım. Bunu söylüyorum, hala karşılık bulmadı. 10 Nisan’da listeler açıklandığında göreceksiniz. Bana ‘bölücü’ diyenlere ’10 Nisan akşamı görüşürüz’ diyorum. Yandı gülüm keten helva.” değerlendirmesinde bulundu.
“Olağanüstü oy olacağım”
“Oy bölüyorsun.” şeklindeki eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan İnce, şunları kaydetti:
“Seçilemiyor. Seçilemiyorsa oy bölmesi niye? Matematik bilen adamlar bunu söylüyor. Burada oy bölmesi olmaz. Olağanüstü oy olacağım. Yüzde 30 oy alacağım. İkinci tura ben kalacağım. Kemal Kılıçdaroğlu ile kalma ihtimalimiz var. CHP cumhurbaşkanı adaylığımda arkamda değildi ki belki de yüktü. Para harcamadılar. Afişlerimi asmadılar. Sıfır moralle çalıştırdılar. Kan kusturdular bana. Emin olun, üyelerimiz içinde CHP’den istifa edip gelenlerin oranı yüzde 20. Oy bölünmesi olmaz. İnsanları korkutup oy almaya çalışıyorlar. Altyazıları okuyorum televizyonlarda ‘Muharrem İnce çekil, yoksa hesap veremezsin.’ deniyor. Ben o riski görüyorum, sokağı da görüyorum. Ben salon siyasetçisi değilim. İnce’yi destekleyenlere belki ikinci turda ihtiyacınız olacak. Niye bunlara ‘Sarayın adamı, troller.’ diye iftira atıyorsunuz. Bunlar Kemal Bey’den kurtulacaklarını hesaplıyorlar. Dertleri Türkiye değil.”
“Bir otobüs, bir telefon ve gönüllülerle yeneceğim”
İnce, “Memleket Partisi-İYİ Parti-CHP ittifakı olsa Kemal Bey’in adaylığına onay verir miydiniz?” sorusuna, “Verirdim. Ben illa Muharrem İnce aday olsun derdinde değilim. Ben diyorum ki bu Altılı Masa seçim kazanamaz, kazansa da ömrü olmaz. 6 aylık ömürleri olur. Bunlar bir cumhurbaşkanı adayını 1,5 senede belirlediler, İstanbul valisinde nasıl anlaşacaklar?” yanıtını verdi.
Muharrem İnce, bir otobüs, bir telefon ve gönüllülerle rakiplerini yeneceğini, yüzde 30 oy alacağını ve ikinci tura kalacağını iddia etti.
Zafer Partisi ile ittifak kuramamalarına ilişkin soruya da İnce, şöyle yanıt verdi:
“İmzalanmış bir metin yoktu ortada. Ümit Özdağ’a, ‘İkide bir Mansur Yavaş diyorsun, kabak tadı verdi, onda o cesaret yok, çıkamaz, artık bu konuyu kapat.’ dedim. İki gün geçti Ümit Hoca, ‘Bizim adayımız Mansur Yavaş, olmazsa Muharrem İnce’ dedi. ‘Ben kimsenin yedek adayı değilim.’ dedim, WhatsApp grubuna yazdım.”
CHP’nin sandık güvenliğine dair “Her şey kontrolümüzde” açıklamasını gayriciddi bulduğunu aktaran İnce, “Geçmişte de bana ‘Sandıklara hakimiz.’ demişlerdi.” dedi.
“Ne sarayın adamıyım ne teröristim. Bu millete üçüncü yolu öneriyorum.” değerlendirmesini yapan İnce, şunları kaydetti:
“Bu seçimde mesaj atmayacağım. Kendi kendime mesaj atamam. Ben bu seçimi kazanacağım. Ben Türkiye’yi ateşe atmam, hiç merak etmeyin. Diyorum ki bir cesaret gösterelim. Bir dönemlik istiyorum. Ben torunlarımla matematik çalışmak istiyorum.”
Kosova Başbakanı Albin Kurti, Kosovalı Sırpların “özyönetimi” ile ilgili kendisinin hazırladığı “Sırp Belediyeler Birliği” taslağının Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic tarafından reddedildiğini açıkladı.
Kurti, anlaşma sürecine Rusya’nın müdahil olmasına atıfta bulunduğu Twitter paylaşımında, “Sırbistan Cumhurbaşkanı Kosovalı Sırplar için hazırlayıp, önerdiğim cömert bir özyönetim teklifimi (Sırp Belediyeler Birliği) reddetti.” ifadelerine yer verdi.
Kurti ve Vucic, 18 Mart’ta Avrupa Birliği’nin (AB) arabuluculuğunda Kuzey Makedonya’nın Ohri kentinde yaklaşık 12 saat süren müzakerelerde iki ülke ilişkilerinin normalleşmesini sağlayacak anlaşma konusunda mutabakata varmış ancak anlaşma metnini imzalamamıştı.
Kamuoyuna duyurulan Kosova ile Sırbistan ilişkilerini normalleştirecek 11 maddelik anlaşma, Sırbistan’ı Kosova’nın bağımsızlığını tanımaya zorlamasa da her iki ülkenin birbirlerinin pasaport, diploma ve araç plakaları dahil resmi belge ve sembollerini tanımasını şart koşuyor. Kosova’dan ise ülkede çoğunlukla Sırpların yaşadığı yerleşim yerlerinde özyönetim haklarına sahip olacak bir “Sırp Belediyeler Birliği” kurması talep ediliyor.
Taraflardan ayrıca iki ülke arasında 2011 yılında başlayan diyalog sürecinde anlaşmaya varılmış ancak uygulamaya konulamamış tüm maddelerin uygulanması talep ediliyor.
KFOR komutanı, Sırbistan Genelkurmay Başkanı ile görüştü
NATO’nun Kosova’daki Barış Gücü (KFOR) Komutanı Angelo Michele Ristuccia da Sırbistan Genelkurmay Başkanı Milan Mojsilovic ile Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bir araya geldi.
Görüşmeyle ilgili KFOR’dan yapılan yazılı açıklamada, Ristuccia ve Mojsilovic’in, 18 Mart’taki Ohrid toplantısının olumlu sonuçlarının güvenlik üzerindeki etkilerini ve iş birliğini ele aldığı belirtildi.
Sırbistan-Kosova ilişkileri
AB, Kosova ile Sırbistan’ın Birliğe entegrasyon sürecinin ilerlemesi için iki ülke arasındaki sorunları giderebilecek nihai bir anlaşmaya varılmasını şart koşuyor.
Kosova, 117 ülke tarafından bağımsız devlet olarak tanınmasına rağmen, kuzeyinde devam eden etnik gerginlikler ve Birleşmiş Milletlere üye olamaması nedeniyle Avrupa’nın “donmuş ihtilaf” bölgelerinden biri olarak nitelendiriliyor.
Sırbistan, 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı kendi toprağı olarak görüyor.
Belirli aralıklarla karşı karşıya gelen Sırbistan ve Kosova, AB arabuluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad- Priştine Diyalog Süreci kapsamında ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için ortak yol bulmaya çalışıyor.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 18 Mart’ta Kuzey Makedonya’nın Ohri kentinde düzenlenen Belgrad-Priştine diyaloğu üst düzey toplantısı kapsamında Kosova ve Sırbistan arasında sözlü anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Arz Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi AŞ Sekizinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Gri Portföy Yönetimi AŞ Odunluk Gastronomi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Hedef Portföy Yönetimi AŞ Üçüncü Gayrimenkul Yatırım Fonu ile Rota Portföy Yönetimi AŞ Nova Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun kuruluşuna izin verilmesi ve katılma paylarının ihracına ilişkin ihraç belgesinin onaylanması talebinin olumlu karşılanmasına karar verdi.
SPK haftalık bültenine göre, kurul, Global Menkul Değerler AŞ’nin paya dayalı kitle fonlaması faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilen platformlar listesine alınma talebini olumlu karşıladı.
Kurul, İtimat Bağımsız Denetim AŞ’ye, Uluslararası Değerleme Standartları’na aykırı değerleme raporu hazırlanması nedeniyle 76 bin 616 TL, sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar ve Kütahya Şeker Fabrikası AŞ, Jantsa Jant Lastik Sanayi ve Ticaret AŞ ve Göltaş Göller Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret AŞ pay piyasalarında 12.04.2022-14.04.2022 döneminde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle bir kişiye 209 bin 349 TL, TEB Finansman AŞ’ye borçlanma araçları ihracına ilişkin yönetim kurulu kararı hakkındaki açıklamanın gecikmeli olarak yapılmış olması nedeniyle 69 bin 783 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
“Arooncapital”, “Amigforex”, “Lidyafx”, “Ottomanforex”, “Garanti Markets”, “Qfx”, “Credotrades”, “Katılımfx”, “Optimum Global Markets”, “Cmtrading”, “Ainvestment”, “Highfx” ve “Xtrade” uzantılı internet sitelerinin içerik sağlayıcılarında izinsiz sermaye piyasası faaliyetinde bulunulması nedeniyle 5 kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar veren kurul, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olarak internet aracılığıyla yurt dışında kaldıraçlı işlem yaptırıldığı belirlenen 42 internet sitesine erişimin engellenmesi için gerekli hukuki işlemlerin başlatılmasına hükmetti.
Bulls Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı AŞ’nin ortaklık yapısındaki değişikliğe izin verilmesi talebinin olumlu karşılanmasına karar veren kurul, Özerden Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin ticaret unvanının “Özerden Ambalaj Sanayi Anonim Şirketi” olarak değiştirilmesine ilişkin esas sözleşmesinin “Şirket’in Ticari Unvanı” başlıklı 2’nci ve “Yönetim Kurulu Toplantıları” başlıklı 11’inci maddelerinin değiştirilmesi için hazırlanan tadil tasarısına uygun görüş verilmesi talebinin olumlu karşılanmasına, Kuzugrup Gayrimenkul Geliştirme AŞ’nin, “Kuzugrup Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ”, Vera Grup Mühendislik AŞ’nin ise “Vera Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ” unvanlı gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşümüne ilişkin esas sözleşme değişikliklerine izin verilmesi talebi ile Allbatross Portföy Yönetimi AŞ Birinci Gayrimenkul Yatırım Fonu’nun kuruluşuna izin verilmesi talebinin olumlu karşılanmasına karar verdi.
Allbatross Portföy Yönetimi AŞ, Atlas Portföy Yönetimi AŞ, Azimut Portföy Yönetimi AŞ, BV Portföy Yönetimi AŞ, Deniz Portföy Yönetimi AŞ, Hedef Portföy Yönetimi AŞ, İş Portföy Yönetimi AŞ, QNB Finans Portföy Yönetimi AŞ, TEB Portföy Yönetimi AŞ’nin fonlarının katılma paylarının ihracına ilişkin izahnamelerin onaylanmasına karar verildi.
Kurul, Aktif Portföy Yönetimi AŞ’nin kurucusu olduğu Mükafat Portföy Yönetimi AŞ Karma Şemsiye Fon ve Mükafat Portföy Yönetimi AŞ Koruma Amaçlı Şemsiye Fon ile Deniz Portföy Yönetimi AŞ’nin kurucusu olduğu Deniz Portföy Özel Sektör Borçlanma Araçlarına Yatırım Yapan yüzde 110 Anapara Koruma Amaçlı Üçüncü Fon’un tasfiye edilmesine izin verilmesi talebinin olumlu karşılanmasına karar verdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kız Kulesi’nde geçen yıl başlatılan restorasyona ilişkin, “Kulenin alt yapısıyla ilgili ekstra önlemler almamız gerekiyordu. Kız Kulesi’nin restorasyonu mayıs ayı başında bitecek.” dedi.
Bakan Ersoy, Habertürk televizyonunda canlı yayınlanan “Açık ve Net” programına konuk olarak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremi Ankara’da hissettiğini aktaran Ersoy, “Hemen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım. ‘Ben ekibimi toplayacağım. Görev verirseniz yarım saat içinde hazır hale geliriz.’ dedim. 5.30 gibi bütün bakanların görev dağılımları tespit edildi. Milli Eğitim Bakanımızla Malatya’ya görevlendirildik. Uçağımızı saat 8.00’e ayarlayabildik. 8.55’te iniş yaptık. Yaklaşırken baktım, inanılmaz bir kar fırtınası vardı. Malatya kar örtüsü altındaydı. 9.30 gibi şehre geçmiş olduk. Sonradan öğrendim ki, Malatya’nın son yıllarda en yoğun yaşadığı kar fırtınasıymış. Enkazda çalışmalar başlamıştı zaten, ateşler yakılmıştı.” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgesindeki müzelerde sınavı geçtik”
Ersoy, 11 ili kapsayan deprem bölgesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 8 bin 500’e yakın tescilli taşınmaz olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Biz afet acil önlem planını hazırladık. Afete maruz kalan müze, hangi müzeden destek alacağını biliyor. Uzak illerde afet olabilir. Ankara’dan ya da herhangi bir idari merkezden talimat beklemiyorlar. İletişime geçiyorlar. Hatay, Elbistan, Adıyaman, Hatay müzelerinde deprem olduktan birkaç saat sonra hareket ettiler. Oradaki uzman personel sayısı iki katına çıkarılıyor. Onlar görev yerlerini biliyor. Deprem bölgesinde yıkılan müzemiz yok. Hatay Müzesi sadece bir blok yer zemin çökmesi nedeniyle hasarlı. Müzelerde sınavı geçtik.”
Kültürel Miras Bilimsel Danışma Kurulu oluşturduklarını kaydeden Ersoy, gönüllülük esasına dayalı olarak iş yapmak isteyen akademisyenlerin bu kurula dahil olabileceğini vurguladı.
“Deprem bölgesinde bir Hafıza Müzesi yapılacak “
Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün deprem bölgesinde hasar tespit ve etüt çalışmalarına devam ettiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vakıflar yaklaşık 11 milyar lira civarında harcama yapacak. Yapıların içinde 1 yılda bitecek olan da var 5 yılda tamamlanacak olan da. Sonuçta 5 yıla yayılır diye düşünüyorum. Afet bölgesinde yeni bir Röleve ve Anıtlar Merkezi kuruyoruz. Burada çok fazla iş var. Kapasiteyi 3-5 katına çıkaracağız. Eski Hatay dediğimiz yer var. Burası çok katmanlı yapı. Arkeolojik çağlardan günümüze gelen çok fazla katman ve kültürel varlık var. Buraya koruma planı yapılıyor. Zaten ana iş bu. Bize ait olanlarda sıkıntı yok.
Vakıflarla ilgili toplantı yaptık. Mesela orada kilise var, altında dükkanlar var. Kilise yıkılmış, dükkanlar yıkılmış, vakıf gelirinden olmuş. Onlara da devlet olarak destek vereceğimizi söyledik. Tescilli yapıların zemin etüdlerinin hepsini biz yapıyoruz. Gücü yetmeyenler için projeyi uzman ekiplerimiz üstleniyor. Talep etmeleri karşılığında proje çalışmalarını ücretsiz yapacağız. Özel vakıfları bu şekilde çözüyoruz. Destek lazımsa maddi destek veriyoruz.”
Hatay’da, depremin unutulmaması için bir müze kurma düşüncelerinin de olduğuna dikkati çeken Ersoy, “Yıkılan oteller için destek verilecek. Eski Antakya’da yeni bir koruma planı yapacağız. Bilim ve Danışma Kurulu ile birlikte yapacağız. Deprem unutulmasın diye deprem köşesi de yapacağız koruma alanının içine. Bir Hafıza Müzesi de yapılacak.” diye konuştu.
“Kız Kulesi’nin restorasyonu mayıs ayı başında bitecek”
Bakan Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığınca Kız Kulesi’nde geçen yıl başlatılan restorasyona ilişkin şunları söyledi:
“Kulenin alt yapısıyla ilgili ekstra önlemler almamız gerekiyordu. Kız Kulesi’nin restorasyonu mayıs ayı başında bitecek. Restorasyonun danışma kurulunda Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Mimar Han Tümertekin yer alıyor. II. Mahmud döneminde yapılan, ahşap gibi görünse de aslında betonarme yapı bu. O dönemin mimarı, kullandığı malzemeye göre hesap ediyor. Statiğini hesaplarken üstündeki ağırlığa göre hesaplıyor. Ahşapla betonun ağırlığı aynı değil zaten. Burası Boğazın en yoğun akıntısı olan adası. Bu akıntı yüzlerce yıl içerisinde tepeyi yavaş yavaş yemeye başlıyor. Aslında altında göremediğimiz yıpranma var. Bugüne kadar ne yapılmışsa, ‘mış gibi’ yapılmış.”
Restorasyon çalışmalarının şeffaf bir şekilde yürütüldüğüne vurgu yapan Ersoy, restorasyon çalışmaları, raporlar ve kulenin tarihçesine ilişkin bilgilerin, belgelerle birlikte “www.kizkulesi.com” adresinden incelenebileceğini aktardı.
Kültür ve Turizm Bakanı, ABD’ye kaçırılan 12 tarihi esere de değinerek, eserlerin yarın New York Başkonsolosluğuna teslim edileceğini dile getirdi.
Depremler nedeniyle Türkiye’ye gelen turist sayısında bir düşüş yaşandığına işaret eden Ersoy, yapılan tanıtımlarla nisan ayı sonunda hedeflenen rakamlara ulaşılacağını kaydetti.
“Öğrenciler Rami Kütüphanesi’nde 24 saat çalışma imkanı bulabiliyor”
Rami Kütüphanesi’nin yaklaşık 37 bin metrekarelik kapalı alandan oluştuğunu, ortasında 51 bin metrekarelik bahçe alanı olduğunu kaydeden Ersoy, “Burayı biz Millet Bahçesi yapıyoruz. Rami Kışlası’na birçok kişi bahçesi için geliyor. İçinde hafıza kütüphanemiz de var. Beyazıt’taki bütün kitapların ve yayınların bir örneğini burada özel bölüme aldırdık. Korumalı bir alan yapıldı buraya. İçinde Türkiye’nin en büyük ihtisas kütüphanesi oluşturuldu. Atatürk İhtisas Kütüphanesi… Yurt dışından da kitap alımına devam ediyoruz. Pazar günü 50 bin ziyaretçiyi bulduğumuz günler oldu. Girişler ücretli değil. Belli saatlerde kek, çorba ikramı oluyor. Ücretli kafeler de var. Belli bölümleri 24 saat açık. Öğrenciler 24 saat çalışma imkanı bulabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 1200’den fazla kütüphane olduğunu söyleyerek, kütüphane sayısını artırmaya devam edeceklerini, insanların yoğun olduğu AVM’lere ve tren garlarına kütüphaneler açtıklarını dile getirdi.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansına da değinen Ersoy, ajansın dünya genelinde 200 ülkede tanıtım yaptığını kaydederek, turizmde 2023 hedeflerinin 60 milyon turist olduğunu, 2028’de ise 90 milyon turist ve 100 milyar dolar gelir hedeflediklerini sözlerine ekledi.